Vergide Adalet Çağrısı
Türk-Harb İş Sendikası Doğu Anadolu Bölge Müdürlüğü'nün merkezi olan Erzurum'da 'Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın' sloganıyla basın açıklaması yapıldı
Türk-Harb İş Sendikası Türkiye genelinde aynı anda “Vergide Adalet İstiyoruz” sloganıyla basın açıklamasında bulunurken, Türk-Harb İş Sendikası’nın Doğu Anadolu Bölge Müdürlüğü’nün merkezi olan Erzurum’da ise “Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın” sloganıyla Yakutiye kent meydanı Lalapaşa Girişinde basın açıklaması yapıldı.
Hiç adil ve sürdürülebilir olmayan, emekçilerimizin zorlaşan yaşam koşullarında daha da ezilmesine sebep olan Gelir Vergisi’ndeki adaletsizliğin bir an evvel çözüme kavuşmasını talep eden Türk-Harb İş Sendikası’nın Doğu Anadolu Bölge temsilcisi Murat Tamcahan, 14 İş Sendikasıyla birlikte vergide adalet isterken, “Değerli basın mensupları, kıymetli yol arkadaşlarım, malumunuz olduğu üzere faaliyette bulunduğumuz iş kolu, milli savunma ile içişleri bakanlığına bağlı askeri iş yerleri, özel güvenlik görevlileri ve yabancı askeri iş yerlerini kapsayan bir iş koludur. Bu yüzden, arkadaşlarımızın yaptığı iş lalettayin bir iş değildir! ülkemizin bugününü ve geleceğini doğrudan ilgilendiren en önemli işlerin başındadır! uzun bir süredir, temsil ettiğimiz arkadaşlarımızın içinde bulunduğu ekonomik durumu her yerde dile getiriyor, herkese derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bunun için, basınımızın Ankara temsilcileri, köşe yazarları ve savunma sanayi üzerinde çalışmalar gerçekleştiren akademisyenlerimizle geniş çaplı bir çalıştay gerçekleştirdik. Akabinde, cumhur ittifakının paydaşları Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkan Yardımcılarını ziyaret ettik.
Bununla kalmadık, Milli Savunma Bakanımız ile çalışma ve sosyal güvenlik bakanımıza içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreci tüm detaylarıyla paylaştık. Türk-İş’in başkanlar kurulunda her defasında dile getirdik. En son Türk-iş genel kurulunda bütün ulusal medyanın önünde de en üst perdeden kendimizi ifade ettik. Talep ettiğimiz oldukça açık ve netti. Ülkemizin geleceği ve devletimizin bekası. Ziyaretlerimiz de konuştuklarımızı ve sizin çok iyi bildiğiniz konuları bir kez de buradan paylaşmak istiyorum; 26 binden fazla üyemizin, aldıkları ücretleri günümüz Türkiye koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda, ücretlerin çok düşük kaldığını ve hatta artık hayat pahalılığı karşısında yaşanılmayacak bir durum ortaya çıkardığını aktararak, özlük haklarında iyileştirme yapılmasını talep ettik.
Bununla kalmadık, gelişen ve büyüyen ülkemize omuz vererek, ülkemizin savunma sanayisinin yüzde yüz millileşmesi için emek harcayan, ülkemizin savunma dışa bağımlılığını bitirmek için canla başla çalışan üyelerimizin artık geçinemez bir noktaya geldiğini anlattık ve hatta tabiri caizse bıçağın kemiği parçaladığını, arkadaşlarımızın en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz noktaya geldiğini, sürekli artan ev kiralarının, durmadan zamlanan rafların ve önüne geçilemeyen akaryakıt fiyatlarının karşısında ezildiğini ifade ettik. Ayrıca arkadaşlarımızın, ağır yaşam koşullarına karşı koyabilmek için mesai bitiminde merdiven altı tekstil atölyelerinde terzilik yaptığını, çeşitli restoranlarda motokurye ve düğün salonlarında garson olarak ek iş yaptıklarının altını üstünü çizerek belirttik.
Bunların yanı sıra, askeri iş yerlerimizde çalışan birbirinden kıymetli, yetişmiş, yetenekli ve tecrübeli arkadaşlarımızın yaşadıkları geçim sıkıntılarından dolayı, ya istifa edip özel şirketlere geçtiğini ya da gönülsüz bir şekilde emekliye ayrıldıklarını ifade ettik ve bu durumun da askeri fabrika ve tersanelerimizin geleceğini tehlikeye atacağını ve neredeyse iş göremez bir hale geleceğini üstüne bastıra bastıra belirttik hatta asıl beka sorununun bu olduğunu defalarca ifade ettik.
Bu süreçleri işletirken EYT'nin yasalaşmasıyla da 2023 yılı içerisinde 2 bin 705 arkadaşımızın emekliye ayrıldığını, 2024 yılının başında da 2 bine yakın arkadaşımızın emekliye ayrılacağını anlattık çünkü, ekonomik koşullar altında ezilen... bu ülkenin tankını yürüten, uçağını uçuran, gemi ve denizaltılarını yüzdüren, fırtına obüslerini üreten, stratejik iş yerlerimizin güvenliğini sağlayan ve en önemlisi bir gece ansızın gelebiliriz cümlesini kurmamıza vesile olan arkadaşlarımızın, yaptıkları aynı işin karşılığının özel sektör ve vakıf şirketlerinde çalışan işçilere göre daha düşük olduğunu, bu yüzden iş yerlerimizden ayrıldığını aktardık. Bunların yanı sıra, bir başka beka sorunumuz olan ve maalesef her geçen gün giderek büyüyen, önü alınmazsa eğer daha da büyük problemlere yol açacak olan, birbirinden kalifiye arkadaşlarımıza çeşitli aracılar vesilesiyle yurt dışından teklifler geldiğini, bu yüzden iş kolumuzda her geçen gün artan beyin göçüne yenilerinin eklendiğini belirttik ve bunun da sürdürülebilir bir durum olmadığı ikazını yaptık.
Değerli basın mensupları, kıymetli yol arkadaşlarım!
Bu anlattıklarımın yanı sıra, 9 Mayıs 2023 tarihinde imza altına alınan son kamu çerçeve protokolü ile kamuda hiçbir vasıf gerektirmeyen işlerde çalışanların bile, bu saydığım işleri yaparak ülkemize değer katan, yüksek bilgi ve birikime sahip işçi ve mühendislerimizle aynı ücreti alır hale geldiğini açıkladık.
Soruyorum size, bu durum hangi akla, hangi mantığa, hangi matematiğe sığar?
Hatta bir adım daha ileriye gidiyorum masa başında oturarak origami sanatını geliştirenler, boş zamanlarını değerlendirmek için kâğıt uçaklar yapıp uçuranlar F-16'ları uçuranların bir buçuk iki katı maaş alır hale gelmiştir.
Bununla birlikte, kamu toplu iş sözleşmelerinin yürürlük tarihindeki farklılık nedeniyle, yürürlüğü ocak ayında başlayan toplu iş sözleşmeleri ile mart ayında başlayan toplu iş sözleşmeleri arasında oluşan ücret farkının da bir başka hak kaybına ve adaletsizliğe neden olduğunu, bu durumun da kamu işçileri arasında bir ayrıma sebebiyet verdiğini hatta yaşanan sürecin hiç istemediğimiz bir şekilde iş barışını olumsuz etkileyeceğini ifade ettik.
Ayrıca, yıllardır üzerine basa basa ifade ettiğimiz gelir vergisindeki adaletsizliğin giderilmesi için çalınacak hangi kapı varsa çaldık, söylenecek ne söz varsa söyledik. Aslında bu anlattıklarımı Fuzuli’nin sözüyle tek bir cümlede özetleyebilirim. "sussam gönül razı değil, söylesem tesiri yok."
Kıymetli yol arkadaşlarım,
Türk Harb-İş Sendikası olarak, 53 yıldır durmadan, duraksamadan emeğin ve emekçinin yanında yerimizi alarak, hakkı savunan bir anlayışla yolumuzda yürüyor, bu anlayışla atacağımız adımları bir bir atıyoruz. Bizim tek derdimiz bu kutsal topraklara bir halel gelmemesi büyük ve güçlü devletimizin dara düşmemesi ve elbette ki, bu ülkenin öz evlatları olan arkadaşlarımızın kendi öz yurtlarında rahat bir yaşam sürmesini sağlamaktan ibarettir. Bu anlamda, ülke bizim, devlet bizim, emek bizim diyor ve tüm Türk Harb-İş Sendikamızın fertlerini saygıyla selamlıyorum. Yolumuz, bahtımız açık olsun! Allah’a emanet olun” diye seslendi.
KAYNAK-ERZURUM GÜNEBAKIŞ